.-.-.Sweet Dreams.-.-. FİNAL! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 9, 10, 11 ... 15, 16, 17, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Buyrun doya doya okuyun canlarım.
On sekiz…
*DİN DAN DONG*
Yuki: Bu evde gelen giden eksik olmuyor.
Kiro: Katılıyorum bir huzur kalmadı evde.
Yuki: Sen konuşma!
Kiro: Peki sustum.
Yuki koşarak kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca Karşısında Romeo’yu görünce kendi kendine “kadro tamamlandı” dedi ve Romeo ile salona girdi.
Romeo: Selam!
Yu: Selam Romeo.
Kiro: Tam da en heyecanlı yerinde geldin.
Romeo: Rahatsız ettiysem gidebilirim.
Yu: Yoo geç otur.
Kiro Strify’e fısıldadı: Hay aksi! Şimdi Yu Romeo gidene kadar bir şey söylemez.
Strify: Bende merak ettim. Ama susup sabredeceğiz. Mecbur.
Yuki ortamın sıkıcı olduğunu düşünüyordu. Evden çıkmak için bir bahane arıyordu… Ama akşamleyin kiminle nereye gidebilir di ki? Diğerlerine çaktırmadan odadan çıktı. Odasına girip, kapıyı kilitledi. Kaseti eline aldı. Uygun bir yer bulmalıydı kaset için ama neresi olabilirdi ki? Kimsenin dikkatini çekmeyeceği bir yer vardı kaset ve vcdlerini koyduğu kutuya koyup, yatağa uzandı.
“Acaba Shin ne yapıyordur?”
Yuki’nin gözleri kapanmaya başlamıştı. Kaç gündür doğru düzgün uyumuyordu. Birkaç gün öncede konserleri vardı. Dinlenmek için kendine hiç vakit ayıramamıştı. Birkaç günde hayatı o kadar çok değişmişti ki…
Sokakta…
Melodie her zamanki boş sokakta geziniyordu. Yalnız başınaydı. Saat gece yarısını geçmişti. Siyah saçlarını bugün açmıştı. Üstüne diz kapağına kadar gelen siyah bir elbise girmişti. Elbisenin askısı kırmızı renkteydi. Koluna da kırmızı uzun bir kurdele dolamıştı. Boynunda kalp şeklinde üstü kırmızı olan bir kolye vardı. Boynuna taktığı diğer kolye ise üzerinde siyah taşlarla kaplanan dışı siyah olan bir haçtı. Üstünde hiçbir şey yoktu. Ceket almayı gerek duymamıştı. Melodie Almanya’nın en ünlü barların önünde bir an durdu. Kendisimi yanlış duyuyordu.
The curtain's closed
No way home
The nectar of life run dry
These tainted words
Made to hurt
Cut in me with its' knife
Emindi Strify’in sesiydi bu… Bardan içeri girdi. Gözüne bir kız ilişti. Kız 17-18 yaşlarındaydı. .
Eating my mind
And with each bite
I'm begging "Please Lord-
Kız(Fransızca): Seni sapık! Aptal!
Kız bunları bağırarak söyledikten sonra herkes bir an sustu. Müzikte susmuştu. Melodie yavaşça kızın yanına yaklaştı. Kız Melodie’den korkutmuştu geri geri gitmeye başladı. Sahneye kadar gittikten sonra durdu. Daha fazla gidemeyeceğini biliyordu. Melodie başını kaldırdı. Sahnede Cinema Bizarre’yi görünce onlara gülümsedi.
Kız Melodie’ye yaklaşınca(Fransızca): Uzak dur!
Melodie gülümseyerek(Fransızca): Bağırmanı tavsiye etme dikkat çekiyorsun.
Gerçekten de dikkatler kız ve Melodie’nin üzerindeydi. Bardaki herkes onarla bakıyordu.
Kız(Fransızca): Lütfen. Uzak dur!
Melodie(Almanca): Niçin korkuyorsun küçük kız?
Daha sonrasında Almanca söyledikleri Fransızca söyledi ev sustu.
Melodie lacivert gözlerini kıza dikerek: Burada sadece ikimiz Fransızsız Benden korkmana gerek yok.
Kız Melodie’yi baştan aşağı süzdü. Melodie gerçekten ürkütücü görünüyordu. Kız Melodie’nin lacivert gözlerine baktıkça boğuluyordu.
Kız(Fransızca): Ürkütücü gözüküyorsun.
Melodie(Fransızca): Görünüşümden hemen sonuç çıkarmasan iyi edersin.
Melodie Strify’e: Devam et Strify.
Strify: Peki.
Eating my mind
And with each bite
I'm begging "Please Lord, no"
This place is a mess
The one has gone…
On sekiz…
*DİN DAN DONG*
Yuki: Bu evde gelen giden eksik olmuyor.
Kiro: Katılıyorum bir huzur kalmadı evde.
Yuki: Sen konuşma!
Kiro: Peki sustum.
Yuki koşarak kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca Karşısında Romeo’yu görünce kendi kendine “kadro tamamlandı” dedi ve Romeo ile salona girdi.
Romeo: Selam!
Yu: Selam Romeo.
Kiro: Tam da en heyecanlı yerinde geldin.
Romeo: Rahatsız ettiysem gidebilirim.
Yu: Yoo geç otur.
Kiro Strify’e fısıldadı: Hay aksi! Şimdi Yu Romeo gidene kadar bir şey söylemez.
Strify: Bende merak ettim. Ama susup sabredeceğiz. Mecbur.
Yuki ortamın sıkıcı olduğunu düşünüyordu. Evden çıkmak için bir bahane arıyordu… Ama akşamleyin kiminle nereye gidebilir di ki? Diğerlerine çaktırmadan odadan çıktı. Odasına girip, kapıyı kilitledi. Kaseti eline aldı. Uygun bir yer bulmalıydı kaset için ama neresi olabilirdi ki? Kimsenin dikkatini çekmeyeceği bir yer vardı kaset ve vcdlerini koyduğu kutuya koyup, yatağa uzandı.
“Acaba Shin ne yapıyordur?”
Yuki’nin gözleri kapanmaya başlamıştı. Kaç gündür doğru düzgün uyumuyordu. Birkaç gün öncede konserleri vardı. Dinlenmek için kendine hiç vakit ayıramamıştı. Birkaç günde hayatı o kadar çok değişmişti ki…
Sokakta…
Melodie her zamanki boş sokakta geziniyordu. Yalnız başınaydı. Saat gece yarısını geçmişti. Siyah saçlarını bugün açmıştı. Üstüne diz kapağına kadar gelen siyah bir elbise girmişti. Elbisenin askısı kırmızı renkteydi. Koluna da kırmızı uzun bir kurdele dolamıştı. Boynunda kalp şeklinde üstü kırmızı olan bir kolye vardı. Boynuna taktığı diğer kolye ise üzerinde siyah taşlarla kaplanan dışı siyah olan bir haçtı. Üstünde hiçbir şey yoktu. Ceket almayı gerek duymamıştı. Melodie Almanya’nın en ünlü barların önünde bir an durdu. Kendisimi yanlış duyuyordu.
The curtain's closed
No way home
The nectar of life run dry
These tainted words
Made to hurt
Cut in me with its' knife
Emindi Strify’in sesiydi bu… Bardan içeri girdi. Gözüne bir kız ilişti. Kız 17-18 yaşlarındaydı. .
Eating my mind
And with each bite
I'm begging "Please Lord-
Kız(Fransızca): Seni sapık! Aptal!
Kız bunları bağırarak söyledikten sonra herkes bir an sustu. Müzikte susmuştu. Melodie yavaşça kızın yanına yaklaştı. Kız Melodie’den korkutmuştu geri geri gitmeye başladı. Sahneye kadar gittikten sonra durdu. Daha fazla gidemeyeceğini biliyordu. Melodie başını kaldırdı. Sahnede Cinema Bizarre’yi görünce onlara gülümsedi.
Kız Melodie’ye yaklaşınca(Fransızca): Uzak dur!
Melodie gülümseyerek(Fransızca): Bağırmanı tavsiye etme dikkat çekiyorsun.
Gerçekten de dikkatler kız ve Melodie’nin üzerindeydi. Bardaki herkes onarla bakıyordu.
Kız(Fransızca): Lütfen. Uzak dur!
Melodie(Almanca): Niçin korkuyorsun küçük kız?
Daha sonrasında Almanca söyledikleri Fransızca söyledi ev sustu.
Melodie lacivert gözlerini kıza dikerek: Burada sadece ikimiz Fransızsız Benden korkmana gerek yok.
Kız Melodie’yi baştan aşağı süzdü. Melodie gerçekten ürkütücü görünüyordu. Kız Melodie’nin lacivert gözlerine baktıkça boğuluyordu.
Kız(Fransızca): Ürkütücü gözüküyorsun.
Melodie(Fransızca): Görünüşümden hemen sonuç çıkarmasan iyi edersin.
Melodie Strify’e: Devam et Strify.
Strify: Peki.
Eating my mind
And with each bite
I'm begging "Please Lord, no"
This place is a mess
The one has gone…
animegirl:) yazmış:
bence alakası yok.Maron sulu gözlü bir bebek gibi davranmıyor.şu benzetme işine sinirim kalkıyor yaff.
Ezgi hikayen çok güzelll.hep diğer bölümde ne olacağını merak ediyorum ... ben nickinin maron bölümünü kullanıyım Ezgi_Maron hadi devam devamm
24 Ağu 2008 18:24
24 Ağu 2008 18:33
24 Ağu 2008 19:51
10. sayfa (Toplam 17 sayfa) [ 164 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |