Devil May Cry - Diriliş ((Yeni Bölüm 9. Sayfada)) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 5, 6, 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
çook güzel olmuş eylülcüüm her zmnki gibi dewamını sabırsızlıkla bekliyorum
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
Kısa bir sessizlik anından sonra Dante hafif gülümseme soslu bir soğuklukla ''Oraya gidip Mundus'u cehennemin dibine göndermeyi düşünüyorum...'' dedi...
Kötülüğün kalbi burada atıyordu... Karanlığın Prensi uyanmıştı... Yüzyıllar önce Kara Şövalye Sparda ile olan savaşta ölmüştü ama bir şekilde o karanlığın içinden çıkıp kendini diriltmeyi başarmıştı... Ve şimdi...daha güçlüydü...Ölüm artık onun silahıydı ; İblis Dünyası ile İnsan Dünyası birleşebilirdi...Mutlak Güç artık kendisiydi ; karanlığın o soğuk nefesiyle amacına ulaşabilirdi... Karanlığın Prensi , uyandı...Kötülüğün kalbi yeniden atmaya başladı...
''Tanrım!!'' dedi Trish boynu kopacak derecede başını yukarı kaldırırcasına ; karşısında muazzam büyüklükte bir kapı vardı...
Uzun bir yolculuktan sonra adaya ulaşmışlardı. Denizin tam ortasında , büyük kayalıklardan ve dağlardan oluşan ve tüm büyüklüğüyle gökyüzüne uzanan inanılmaz büyüklükte bir şato nefes kesici bir şekilde duruyordu. Dante bu şatoyu görür görmez hemen hatırladı ; bir zamanla kardeşiyle şatonun tepesinde savaşmışlardı... Burası İblis Kulesi yani eskilerin deyimiyle Teme-ni-gru'ydu... İblis Dünyası ile İnsan Dünyası arasındaki tek kapıydı burası... Ama anlaşılan hala daha burası o işlevini yitirmemiş...
''B-Burası devasa bir yer!!'' dedi Trish gözlerini olabildiğince açarak ; metrelerce yükseklikteki bu yer baya nefes kesiciydi...
''Merak etme Trish , bu büyüklüklere aldanmamanı öneririm'' dedi Dante kendini beğenmiş bir gülümsemeyle ve hızlıca sur şeklindeki bu kapıyı yerle bir edecek hareketini yapmaya koyuldu ; babadan yadigar kılıcını çabucak eline aldı ve kan kırmızısı bir ışıkla kaplanmış kılıc kapıya doğru savurdu... Hemen arkasından çok büyük bir patlama meydana geldi ; kapı , kağıt gibi yere düştü... Heryer toz dumanken , Dante havalıca gözünün önüne gelen saçı bir kenara çekerek ''Söylemiştim...'' dedi en karizma sesiyle.
Ama daha işleri bununla sınırlı değildi ; karşılarında devrilmesi gereken daha çok şey vardı...
Dante Kule' ye doğru ilerleken birden dikkati yerde kımıldayan birşeye kaydı ; ziftimsi birşey yerde hareket ediyordu... Ama onu görüp farkedene kadar çoktan geç kalmıştı ; yerde dolaşan o ziftimsi şey yukarıya yükselip canlanmıştı bile... Alacakaranlık renginde , metrelerce uzunlukta kanatlara sahip , balık puluna benzer bir derisi olan ejdehamsı bir yaratık önlerinde tüm kötü sesiyle kükrüyordu...
''Ah gene mi?'' diye iç çekti Dante , gene yaratık kesmece vardı... Ama ne kadar sıkılmış gibi gözüksede her zaman yaratık avlamak onun için zevkliydi... Ebony & Ivory adındaki arkadaşları bu konuda ona çok yardımcı olacağından hiç şüphe yoktu...
''Buraya gelmeye cüret edende kim!'' dedi ejderhamsı yaratık kükreme ile kurbağa vıraklaması arasındaki sesiyle. Oldukça heybetliydi ; karşısında duranı çaba harcamadan korkudan öldürecek gibi gözüküyordu...
''Hey sen koca kuyruk! Seni petrole mi batırmışlar da böyle simsiyahsın?'' dedi Dante onu kızdırmak için elinden geleni yaparak. Şu aptal pislikle oynamak baya eğlenceli geçeceğinden o kadar emindi ki...
Yaratık inanılmaz sinirlenmişe benziyordu ; hiç zaman kaybetmeden kızgın bir boğa gibi hemen Dante'ye doğru boynuzlarını saplamaya koyuldu... Ama işler yaratığın istediği gibi gitmedi ; Trish tarafından gafil avlanmıştı...Trish , ejdehamsı yaratık tam Dante'ye yönelirken arkadan tüm elektrik gücünü onun üstüne boşalttı...
Bu elektrik velvelesi biter bitmez silahlarının üstünü en havalı şekilde üfledi ; daha-başka-isteyen? bakışını da atmayı ihmal etmedi...
Ejderimsi yaratık sersemlemiş şekilde yerde yatarken bir yandan da kendine gelmeye çalışıyordu... Ama Trish'ti bu , arkasında sağ bırakmazdı...
''HEY DANTE!! KILICINI BANA FIRLAT!!!!''' dedi Trish sesini duyurmaya çalışırcasına... Süper bir planı vardı.
Dante kılıcı havada uçururcasına ona doğru fırlattı ; diğer yandan da ''bu deli kız ne yapacak acaba'' diye düşündü... Trish kılıcı kapar kapmaz etraftaki hiçbirşey gözükmez oldu ; kılıcı elektriklere boğup yaratığa saplayacaktı... Ve öylede yaptı ; elindeki o büyülü kılıca içindeki elektriği boşaltarak acımasız bir biçimde ejderimsi yaratığa tüm gücüyle sapladı...Geriye sadece ortaya çıkan bu elektrik çılgınlığını izleyip yaratığın kulağı koparan feryadını dinlemek kaldı...
''Trish! Bu fikir nasıl aklına geldi bilmiyorum ama gerçekten mükemmeldi... Elektrikle dans ediyordun sanki...'' dedi Dante yere saplanmış elektrikler cızırdayan kılıcı yerinden çıkararak... Trish sadece hıh-ben-çok-iyiyim havasında bir bakış atmakla yetindi...
Artık bilinmeze doğru harekete geçme vaktiydi...
''Mundus...Yemin ediyorum seni Cehennem'de ateşlere atacağım! Yemin ediyorum...''
bakalım daha neler olcak? izlemeye devam edin xD
Kötülüğün kalbi burada atıyordu... Karanlığın Prensi uyanmıştı... Yüzyıllar önce Kara Şövalye Sparda ile olan savaşta ölmüştü ama bir şekilde o karanlığın içinden çıkıp kendini diriltmeyi başarmıştı... Ve şimdi...daha güçlüydü...Ölüm artık onun silahıydı ; İblis Dünyası ile İnsan Dünyası birleşebilirdi...Mutlak Güç artık kendisiydi ; karanlığın o soğuk nefesiyle amacına ulaşabilirdi... Karanlığın Prensi , uyandı...Kötülüğün kalbi yeniden atmaya başladı...
''Tanrım!!'' dedi Trish boynu kopacak derecede başını yukarı kaldırırcasına ; karşısında muazzam büyüklükte bir kapı vardı...
Uzun bir yolculuktan sonra adaya ulaşmışlardı. Denizin tam ortasında , büyük kayalıklardan ve dağlardan oluşan ve tüm büyüklüğüyle gökyüzüne uzanan inanılmaz büyüklükte bir şato nefes kesici bir şekilde duruyordu. Dante bu şatoyu görür görmez hemen hatırladı ; bir zamanla kardeşiyle şatonun tepesinde savaşmışlardı... Burası İblis Kulesi yani eskilerin deyimiyle Teme-ni-gru'ydu... İblis Dünyası ile İnsan Dünyası arasındaki tek kapıydı burası... Ama anlaşılan hala daha burası o işlevini yitirmemiş...
''B-Burası devasa bir yer!!'' dedi Trish gözlerini olabildiğince açarak ; metrelerce yükseklikteki bu yer baya nefes kesiciydi...
''Merak etme Trish , bu büyüklüklere aldanmamanı öneririm'' dedi Dante kendini beğenmiş bir gülümsemeyle ve hızlıca sur şeklindeki bu kapıyı yerle bir edecek hareketini yapmaya koyuldu ; babadan yadigar kılıcını çabucak eline aldı ve kan kırmızısı bir ışıkla kaplanmış kılıc kapıya doğru savurdu... Hemen arkasından çok büyük bir patlama meydana geldi ; kapı , kağıt gibi yere düştü... Heryer toz dumanken , Dante havalıca gözünün önüne gelen saçı bir kenara çekerek ''Söylemiştim...'' dedi en karizma sesiyle.
Ama daha işleri bununla sınırlı değildi ; karşılarında devrilmesi gereken daha çok şey vardı...
Dante Kule' ye doğru ilerleken birden dikkati yerde kımıldayan birşeye kaydı ; ziftimsi birşey yerde hareket ediyordu... Ama onu görüp farkedene kadar çoktan geç kalmıştı ; yerde dolaşan o ziftimsi şey yukarıya yükselip canlanmıştı bile... Alacakaranlık renginde , metrelerce uzunlukta kanatlara sahip , balık puluna benzer bir derisi olan ejdehamsı bir yaratık önlerinde tüm kötü sesiyle kükrüyordu...
''Ah gene mi?'' diye iç çekti Dante , gene yaratık kesmece vardı... Ama ne kadar sıkılmış gibi gözüksede her zaman yaratık avlamak onun için zevkliydi... Ebony & Ivory adındaki arkadaşları bu konuda ona çok yardımcı olacağından hiç şüphe yoktu...
''Buraya gelmeye cüret edende kim!'' dedi ejderhamsı yaratık kükreme ile kurbağa vıraklaması arasındaki sesiyle. Oldukça heybetliydi ; karşısında duranı çaba harcamadan korkudan öldürecek gibi gözüküyordu...
''Hey sen koca kuyruk! Seni petrole mi batırmışlar da böyle simsiyahsın?'' dedi Dante onu kızdırmak için elinden geleni yaparak. Şu aptal pislikle oynamak baya eğlenceli geçeceğinden o kadar emindi ki...
Yaratık inanılmaz sinirlenmişe benziyordu ; hiç zaman kaybetmeden kızgın bir boğa gibi hemen Dante'ye doğru boynuzlarını saplamaya koyuldu... Ama işler yaratığın istediği gibi gitmedi ; Trish tarafından gafil avlanmıştı...Trish , ejdehamsı yaratık tam Dante'ye yönelirken arkadan tüm elektrik gücünü onun üstüne boşalttı...
Bu elektrik velvelesi biter bitmez silahlarının üstünü en havalı şekilde üfledi ; daha-başka-isteyen? bakışını da atmayı ihmal etmedi...
Ejderimsi yaratık sersemlemiş şekilde yerde yatarken bir yandan da kendine gelmeye çalışıyordu... Ama Trish'ti bu , arkasında sağ bırakmazdı...
''HEY DANTE!! KILICINI BANA FIRLAT!!!!''' dedi Trish sesini duyurmaya çalışırcasına... Süper bir planı vardı.
Dante kılıcı havada uçururcasına ona doğru fırlattı ; diğer yandan da ''bu deli kız ne yapacak acaba'' diye düşündü... Trish kılıcı kapar kapmaz etraftaki hiçbirşey gözükmez oldu ; kılıcı elektriklere boğup yaratığa saplayacaktı... Ve öylede yaptı ; elindeki o büyülü kılıca içindeki elektriği boşaltarak acımasız bir biçimde ejderimsi yaratığa tüm gücüyle sapladı...Geriye sadece ortaya çıkan bu elektrik çılgınlığını izleyip yaratığın kulağı koparan feryadını dinlemek kaldı...
''Trish! Bu fikir nasıl aklına geldi bilmiyorum ama gerçekten mükemmeldi... Elektrikle dans ediyordun sanki...'' dedi Dante yere saplanmış elektrikler cızırdayan kılıcı yerinden çıkararak... Trish sadece hıh-ben-çok-iyiyim havasında bir bakış atmakla yetindi...
Artık bilinmeze doğru harekete geçme vaktiydi...
''Mundus...Yemin ediyorum seni Cehennem'de ateşlere atacağım! Yemin ediyorum...''
bakalım daha neler olcak? izlemeye devam edin xD
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
Amen Tanrım " şükürler Olsun" birick sonbaharımız eylülümüz yeni bölümü koymuşş Trish'inde ne kadar çok bakışı varmış lenn saydım saydım bitmedi Yane o da Kimin trishi yeawrum işte kızın damarlarında IQ akaii Ve mundus amcamıza gelirsekk Aceba onu da böle bi elektirk şokuyla yenebilecekler mi merakla bekliyorum arayı açmadan yeni bölümü koyy canemm
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
yorumun için çok teşekkür
daha neler olcak siz bekleyin
daha neler olcak siz bekleyin
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
wauuuff süperdi taprikler eylüljüüüüm
*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
kusura bakmayın arkadaşar sınavlar falan anca T_T
''Ooo'' dedi Trish yankılanan , beğenmişlikle şaşırma arası bir sesle...
Metrelerce uzunluğa ve genişliğe sahip bir yere gelmişlerdi ; devasa bir silindirik boruya benziyordu adeta. Duvarlar sarp kayalıklar gibiydi ; bu yer sanki büyük bir dağın içi oyulmuştu. Bu silindirik yer ayrıca çok da soğuktu ; nefeslerin havaya karıştığı görülebiliniyordu... Duvarların rengi kavun içi ve turkuaz mavisinin birbiriyle harmanlanmasıyla oluşmuştu ; canlı renk olmalarına rağmen burada inanılmaz derecede donuk duruyorlardı. Ortalarında ise az biraz yıkılmış gri bir taş köprü sanki yüzyılara meydan okumuşçasına tüm ihtişamıyla ayaktaydı... Tavan ise o kadar yükseklikteydi ki ucunu görmek için bayağı çaba sarfetmek gerekiyordu. Diplerde , yani Dante ve Trish'in oldukları yerde ise koskocaman işaretler vardı ; yuvarlak hatlar ve yabancı harfler sedef gibi parıldıyordu. Sanki anlattığı birşey varmış gibi gözüküyolardı...
''Burası bayağı ''büyükmüş'' ha Dante?'' dedi Trish elleri belinde yukarıdaki sarp kayalıklara ve yıkık köprüye bakarak. Buranın muazzam büyüklüğü biraz gözünü korkutmuştu ; o kadar yüksekliğe tırmanmak zor olsa gerek...
Dante ise sadece hafif bir ''hı'' sesi çıkartarak onu onayladı... Trish ona cevap vermediği için biraz bozulmuşa benziyordu. Oysaki Dante onunla değilde daha çok yerde yazılı işaretlerle ilgileniyordu ; anlamıyordu ama belki bir işe yarar diye o denizimsi gözlerini üstlerinde gezdiriyordu.
''Dante?! Sen onlardan anlıyor muydun?'' dedi Trish dalga geçercesine. Gerçekten çok zor ve karmaşık gözüküyordu bu işaretler ; bakarken bile gözleri neredeyse birbirine dolanıyordu.
''Yoo... İş olsun diye bakınıyorum...'' dedi Dante laf sokuşturmaktan büyük bir zevk almışçasına....
Ama bu keyfi uzun sürmedi ; birden yerin çatır çatladığını farketti , yer cam gibi kırılmaya başlamıştı... Hemen zaman kaybetmeden ''TRISH!! HEMEN BİRYERE TUTUN!!'' diye böğürdü ve hemen önündeki ''bana tutun , bana tutun'' diye bağrınan çıkıntıya elini attı. Trish ise o panikle gözüne iliştirdiği çıkıntıya tüm gücüyle tutunacakken bunu başaramadı ama Dante saniyenin onda biriyle onun elini kapmayı başardı...
''Hiçbir yere gitmiyorsun...'' dedi alay ederek. Trish ise , bir yandan kalbi panikten taramalı tüfek gibi durmaksızın atarken diğer yandan Dante'nin herşeye rağmen espiri yapabilme yeteneğine milyonuncu kere hayret ediyordu. Zaten Dante her zaman böyleydi ,her zaman dalgacı ve umursamazdı ; dünya yokolsa bile pizzasının son dilimini yiyebilecek kadar vurdumduymaz olabiliyordu , o derece. Ama Dante sadece espri ve alaydan oluşmamıştı...İçinde başka değerler de vardı ama onlar kalbinin diplerinde tozlanmış , kenara atılmış şekilde duruyorlardı ; bir gün ortaya çıkabilme umuduyla.
Zemin taşları yerin metrelerce dibine düşmüştü ; çarpma sesinin gelmesi bayağı uzun sürdü. Ama duydukları çarpma sesine hiç mi hiç benzemiyordu ; sanki birşey ateşlerin içine atılmışçasına bir ses çıkmıştı... Dante tek elle tutuğunduğu kaya çıkıntısına biraz daha asılarak bulutumsu gözlerini aşağa çevirdi ve karşısındaki manzarayı gördüğü anda kaşları alnının en yukarısına kadar yükseldi ; Lavlar tüm kızgın sıcaklığıyla aşağıda avını bekleyen bir kaplan gibi gözüküyordu...
''Yok artık!!'' dedi Trish artık şaşırmaktan bıkmışçasına. Bu kadar da olamazdı!
''Sen birde bana sor!'' dedi Dante sıcaktan erimişçesine... ''Birde bu eksikti değil mi?'' diye düşündü hemencecik.
Ama asıl şov şimdi başlıyordu ; lavlardan cayır cayır , alevlerden oluşmuş kuş gibi yaratıklar yukarıya doğru çığlıklar çığırttıra çığırttıra uçmaya başladılar. Ve bu güneş turuncusu alev kuşlarının rotası , tahminlerin dışında , Dante ve Trish değil , çatlaklardan güneş ışıkları fırlayan tavandı...
Dante , refleksle gölgesinden bile hızlıca beyaz , gümüşümsü silahını çıkardı , fakat onları kurşun yağmuruna tutmayı biraz ertelerdi ; hamle yapmalarını bekleyecekti.
Trish ise , Dante'nin elini bırakıp hemen yanda gözüne kestirdiği tutunabilinecek bir çıkıntıya doğru nişan alıp hızlıca bir atlayış yaptı ; ayaklarında sanki yay varmışçasına.
Ve beklenen ses duyuldu ; kurşunların eti delme sesi... Doğru anı bekleyip, sürüden çıkan onlarca kuşu sanki küçük küçük bombalar göndermişçesine havada patlatmıştı ; kuşların alevden kanatları süzüle süzüle çıktığı lavlara gene geri dönüyordu.
bundan sonra öyle hain planlarım varküne
''Ooo'' dedi Trish yankılanan , beğenmişlikle şaşırma arası bir sesle...
Metrelerce uzunluğa ve genişliğe sahip bir yere gelmişlerdi ; devasa bir silindirik boruya benziyordu adeta. Duvarlar sarp kayalıklar gibiydi ; bu yer sanki büyük bir dağın içi oyulmuştu. Bu silindirik yer ayrıca çok da soğuktu ; nefeslerin havaya karıştığı görülebiliniyordu... Duvarların rengi kavun içi ve turkuaz mavisinin birbiriyle harmanlanmasıyla oluşmuştu ; canlı renk olmalarına rağmen burada inanılmaz derecede donuk duruyorlardı. Ortalarında ise az biraz yıkılmış gri bir taş köprü sanki yüzyılara meydan okumuşçasına tüm ihtişamıyla ayaktaydı... Tavan ise o kadar yükseklikteydi ki ucunu görmek için bayağı çaba sarfetmek gerekiyordu. Diplerde , yani Dante ve Trish'in oldukları yerde ise koskocaman işaretler vardı ; yuvarlak hatlar ve yabancı harfler sedef gibi parıldıyordu. Sanki anlattığı birşey varmış gibi gözüküyolardı...
''Burası bayağı ''büyükmüş'' ha Dante?'' dedi Trish elleri belinde yukarıdaki sarp kayalıklara ve yıkık köprüye bakarak. Buranın muazzam büyüklüğü biraz gözünü korkutmuştu ; o kadar yüksekliğe tırmanmak zor olsa gerek...
Dante ise sadece hafif bir ''hı'' sesi çıkartarak onu onayladı... Trish ona cevap vermediği için biraz bozulmuşa benziyordu. Oysaki Dante onunla değilde daha çok yerde yazılı işaretlerle ilgileniyordu ; anlamıyordu ama belki bir işe yarar diye o denizimsi gözlerini üstlerinde gezdiriyordu.
''Dante?! Sen onlardan anlıyor muydun?'' dedi Trish dalga geçercesine. Gerçekten çok zor ve karmaşık gözüküyordu bu işaretler ; bakarken bile gözleri neredeyse birbirine dolanıyordu.
''Yoo... İş olsun diye bakınıyorum...'' dedi Dante laf sokuşturmaktan büyük bir zevk almışçasına....
Ama bu keyfi uzun sürmedi ; birden yerin çatır çatladığını farketti , yer cam gibi kırılmaya başlamıştı... Hemen zaman kaybetmeden ''TRISH!! HEMEN BİRYERE TUTUN!!'' diye böğürdü ve hemen önündeki ''bana tutun , bana tutun'' diye bağrınan çıkıntıya elini attı. Trish ise o panikle gözüne iliştirdiği çıkıntıya tüm gücüyle tutunacakken bunu başaramadı ama Dante saniyenin onda biriyle onun elini kapmayı başardı...
''Hiçbir yere gitmiyorsun...'' dedi alay ederek. Trish ise , bir yandan kalbi panikten taramalı tüfek gibi durmaksızın atarken diğer yandan Dante'nin herşeye rağmen espiri yapabilme yeteneğine milyonuncu kere hayret ediyordu. Zaten Dante her zaman böyleydi ,her zaman dalgacı ve umursamazdı ; dünya yokolsa bile pizzasının son dilimini yiyebilecek kadar vurdumduymaz olabiliyordu , o derece. Ama Dante sadece espri ve alaydan oluşmamıştı...İçinde başka değerler de vardı ama onlar kalbinin diplerinde tozlanmış , kenara atılmış şekilde duruyorlardı ; bir gün ortaya çıkabilme umuduyla.
Zemin taşları yerin metrelerce dibine düşmüştü ; çarpma sesinin gelmesi bayağı uzun sürdü. Ama duydukları çarpma sesine hiç mi hiç benzemiyordu ; sanki birşey ateşlerin içine atılmışçasına bir ses çıkmıştı... Dante tek elle tutuğunduğu kaya çıkıntısına biraz daha asılarak bulutumsu gözlerini aşağa çevirdi ve karşısındaki manzarayı gördüğü anda kaşları alnının en yukarısına kadar yükseldi ; Lavlar tüm kızgın sıcaklığıyla aşağıda avını bekleyen bir kaplan gibi gözüküyordu...
''Yok artık!!'' dedi Trish artık şaşırmaktan bıkmışçasına. Bu kadar da olamazdı!
''Sen birde bana sor!'' dedi Dante sıcaktan erimişçesine... ''Birde bu eksikti değil mi?'' diye düşündü hemencecik.
Ama asıl şov şimdi başlıyordu ; lavlardan cayır cayır , alevlerden oluşmuş kuş gibi yaratıklar yukarıya doğru çığlıklar çığırttıra çığırttıra uçmaya başladılar. Ve bu güneş turuncusu alev kuşlarının rotası , tahminlerin dışında , Dante ve Trish değil , çatlaklardan güneş ışıkları fırlayan tavandı...
Dante , refleksle gölgesinden bile hızlıca beyaz , gümüşümsü silahını çıkardı , fakat onları kurşun yağmuruna tutmayı biraz ertelerdi ; hamle yapmalarını bekleyecekti.
Trish ise , Dante'nin elini bırakıp hemen yanda gözüne kestirdiği tutunabilinecek bir çıkıntıya doğru nişan alıp hızlıca bir atlayış yaptı ; ayaklarında sanki yay varmışçasına.
Ve beklenen ses duyuldu ; kurşunların eti delme sesi... Doğru anı bekleyip, sürüden çıkan onlarca kuşu sanki küçük küçük bombalar göndermişçesine havada patlatmıştı ; kuşların alevden kanatları süzüle süzüle çıktığı lavlara gene geri dönüyordu.
bundan sonra öyle hain planlarım varküne
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
6. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 89 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |