The Sharpest Lives Episode 18 { Special Episode } Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 8, 9, 10, Sonraki |
Yazar
Mesaj
30 Ksm 2008 9:52


^^ Sadece 3 kişi okuo ama yinede koyiim
Episode 10
Alice öldükten sonra Izzy her gece kabus görmeye başladı. bu durum onu çok rahatsız ediyordu. Rüyasında gördüğü şey hep aynıydı; Alice'e benzeyen bir kızın evle beraber herkesi yaktığını, bunun devamı olan bir rüyada da sonsuz bir karadelikte düşerken, Alice'in fısıltılarını duymuştu.
Alice'e benzeyen kızın kim olduğunu bilmiyordu. Onun aklı Miranda'daydı. Miranda hâla uyanmamıştı, eski gücüne kavuşabilmesi için daha çok dinlenmesi gerekiyordu. Bu düşünceleri bir kenara bırakıp balkondan salona doğru yöneldi ve mor koltuğuna oturup şekerleme yapmaya başladı. Daha birkaç dakika geçmişti ve yine aynı rüyaları görmeye başladı. "Başa çıkabilirim, güzel bir rüyaya geçebilirim" diye avuttu kendini. Sonunda pes etti ve kan ter içinde uyandı. Artık dayanamıyordu, duşta olan Daniel'ın kapısına koştu ve yere çöktü "Ne zaman çıkarsın?" diye sordu. Uzun bir sessizliğin ardından Daniel "Çıkıyorum" diye cevap verdi. Daniel bornozunu üstüne geçirdi ve kapıyı açtı. O kapıyı açtığında içerden buharla beraber şampuan kokuları saçılmıştı. Daniel yere, Izzy'nin yanına çöktü "Neyin var, bembeyazsın"diye sordu. Izzy derin bir nefes aldı "Anlatacağım ama kimseye söylemeyeceksin" dedi. Daniel kafasını evet anlamında salladı ve dinlemeye başladı. Izzy gözleri yumdu "Alice... Benim kardeşim" dedi. Daniel'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı "Kardeşimi öldüren senin kardeşin mi yani?"
İzzy işaret parmağını Daniel'ın dudağına koydu "Şişt! Sessiz ol".
Neyse ki kimse duymamıştı.
”Olabilir ama o da öldü” dedi Izzy
“Öldü mü?” diye sordu Daniel
“Evet, onu öldürdük “ diye cevap verdi Izzy.
Daniel ayağa kalktı ve giyinmek için odasına doğru yürüdü. Odasına girip kapısını kapatmadan önce yerde başı öne eğik olarak oturan Izzy'ye baktı ve usulca kapıyı kapattı. Izzy dizlerinden güç alarak ayağa kalktı ve salondaki mor koltuğuna gitti. Üstünde yılların yorgunluğu varmış gibi attı kendini koltuğa. Sonra da dışarıyı seyretmeye başladı. Dışarıyı seyrederken Alice'le bahçede oynarkenki görüntüleri geldi aklına. Gözleri dolmuştu. O sırada Daniel geldi ve tek elini kapıya dayadı "Ağlıyor musun sen ?" diye sordu. Izzy el çabukluğuyla tişörtünün koluyla gözlerini sildi "Hayır, ağlamıyorum" diye yanıtladı. Daniel "Öyle olsun bakalım" dedi sinsice. Sonra tam içeri gidecekti ki "Hadi senle dolaşmaya çıkalım, pek iyi görünnmüyorsun" dedi Daniel. Izzy yi kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı.Koşa koşa dışarı çıktılar ,Daniel hala Izzy'yi kolundan çekiştiriyordu. Evin etrafından dolaştılar ve evin arkasındaki çalılıkların arasından geçerek ağaçların çevrelediği bir patikaya girdiler. Yere her ayak bastıklarında, toz gibi incecik kum havaya kalkıyordu. İleride büyük bir göl gözüktü. Daniel "Hadi koş seni eğlendirebilecek bir şey biliyorum" dedi. Koşa koşa gölün kıyısına geldiler. Göl o kadar büyüktü ki deniz bile denebilirdi. Gölün yüzeyinde büyük taşlar vardı.
Izzy "Su hiç derin değil dizime kadar geliyor" dedi. Taşların üstünden atlaya atlaya karşıya geçeceklerdi. Daniel taşların üstünden atlarken yosunlu bir taşa denk geldi, nasıl olursa derin değil diye düşündü ve kendini suya bıraktı. Hiç de düşündüğü gibi değildi. Su gözüktüğünden çok daha derindi. Izzy onu görmemiş neşe içinde taşların üstünden atlamaya devam ediyordu. "İmdaat!!" diye haykırdı Daniel. Izzy onu duymuştu ve hızla geriye döndü. Arkasını döndüğünde Daniel'ın kafasının suya batmış olduğunu farketti ,sadece havada tutulmayı bekleyen eli gözüküyordu. Izzy öne doğru atladı ve Daniel'ın elini tuttu. Su o kadar güçlüydü ki Izzy'ye Daniel'ın elini bırakması için ısrar ediyordu. Ama Izzy gücünü topladı ve Daniel'ı çekti. Kafası sudan çıkınca derin bir nefes aldı Daniel. Su sakinleşmişti, çarşaf gibi dümdüz olmuştu. Izzy Daniel'ı kucağına aldı ve karşı kıyıya götürdü.Eğlence için yaptıkları şey bir ölüm oyununa dönüşmüştü. Daniel'ı yere yatırdı. Islaklıktan incecik kıyafetleri vücuduna yapışmıştı, her tarafı rahatlıkla gözüküyordu. Izzy onu baştan aşağı süzdü ve cekedini çıkarıp üstüne örttü. Ardından bir iki adım arkada bir ateş yaktı.
Birkaç saat geçtikten sonra Izzy, Daniel'ı kucağına aldı ve uçarak eve döndüler. Daniel daha yoldayken gözlerini açmıştı, Izzy'den ayrılıp kendi başına eve geldi.
Akşam olunca dolunayın ışığı bahçedeki çam ağaçlarını aydınlatmıştı. Ağaçlar rüzgarla beraber dans ediyor gibiydi. Beklenmedik birşey oldu, Izzy yine mor koltuğunda oturmuş dışarıyı seyrederken ağaçların arasından yaralı bir kızın çıktığını gördü, topallıyordu. Kız bir kaç adım attıktan sonra yere yığıldı.
Ardından evdeki herkes derinden gelen bir çığlık duydu....
Episode 10
Alice öldükten sonra Izzy her gece kabus görmeye başladı. bu durum onu çok rahatsız ediyordu. Rüyasında gördüğü şey hep aynıydı; Alice'e benzeyen bir kızın evle beraber herkesi yaktığını, bunun devamı olan bir rüyada da sonsuz bir karadelikte düşerken, Alice'in fısıltılarını duymuştu.
Alice'e benzeyen kızın kim olduğunu bilmiyordu. Onun aklı Miranda'daydı. Miranda hâla uyanmamıştı, eski gücüne kavuşabilmesi için daha çok dinlenmesi gerekiyordu. Bu düşünceleri bir kenara bırakıp balkondan salona doğru yöneldi ve mor koltuğuna oturup şekerleme yapmaya başladı. Daha birkaç dakika geçmişti ve yine aynı rüyaları görmeye başladı. "Başa çıkabilirim, güzel bir rüyaya geçebilirim" diye avuttu kendini. Sonunda pes etti ve kan ter içinde uyandı. Artık dayanamıyordu, duşta olan Daniel'ın kapısına koştu ve yere çöktü "Ne zaman çıkarsın?" diye sordu. Uzun bir sessizliğin ardından Daniel "Çıkıyorum" diye cevap verdi. Daniel bornozunu üstüne geçirdi ve kapıyı açtı. O kapıyı açtığında içerden buharla beraber şampuan kokuları saçılmıştı. Daniel yere, Izzy'nin yanına çöktü "Neyin var, bembeyazsın"diye sordu. Izzy derin bir nefes aldı "Anlatacağım ama kimseye söylemeyeceksin" dedi. Daniel kafasını evet anlamında salladı ve dinlemeye başladı. Izzy gözleri yumdu "Alice... Benim kardeşim" dedi. Daniel'ın gözleri fal taşı gibi açılmıştı "Kardeşimi öldüren senin kardeşin mi yani?"
İzzy işaret parmağını Daniel'ın dudağına koydu "Şişt! Sessiz ol".
Neyse ki kimse duymamıştı.
”Olabilir ama o da öldü” dedi Izzy
“Öldü mü?” diye sordu Daniel
“Evet, onu öldürdük “ diye cevap verdi Izzy.
Daniel ayağa kalktı ve giyinmek için odasına doğru yürüdü. Odasına girip kapısını kapatmadan önce yerde başı öne eğik olarak oturan Izzy'ye baktı ve usulca kapıyı kapattı. Izzy dizlerinden güç alarak ayağa kalktı ve salondaki mor koltuğuna gitti. Üstünde yılların yorgunluğu varmış gibi attı kendini koltuğa. Sonra da dışarıyı seyretmeye başladı. Dışarıyı seyrederken Alice'le bahçede oynarkenki görüntüleri geldi aklına. Gözleri dolmuştu. O sırada Daniel geldi ve tek elini kapıya dayadı "Ağlıyor musun sen ?" diye sordu. Izzy el çabukluğuyla tişörtünün koluyla gözlerini sildi "Hayır, ağlamıyorum" diye yanıtladı. Daniel "Öyle olsun bakalım" dedi sinsice. Sonra tam içeri gidecekti ki "Hadi senle dolaşmaya çıkalım, pek iyi görünnmüyorsun" dedi Daniel. Izzy yi kolundan tuttu ve ayağa kaldırdı.Koşa koşa dışarı çıktılar ,Daniel hala Izzy'yi kolundan çekiştiriyordu. Evin etrafından dolaştılar ve evin arkasındaki çalılıkların arasından geçerek ağaçların çevrelediği bir patikaya girdiler. Yere her ayak bastıklarında, toz gibi incecik kum havaya kalkıyordu. İleride büyük bir göl gözüktü. Daniel "Hadi koş seni eğlendirebilecek bir şey biliyorum" dedi. Koşa koşa gölün kıyısına geldiler. Göl o kadar büyüktü ki deniz bile denebilirdi. Gölün yüzeyinde büyük taşlar vardı.
Izzy "Su hiç derin değil dizime kadar geliyor" dedi. Taşların üstünden atlaya atlaya karşıya geçeceklerdi. Daniel taşların üstünden atlarken yosunlu bir taşa denk geldi, nasıl olursa derin değil diye düşündü ve kendini suya bıraktı. Hiç de düşündüğü gibi değildi. Su gözüktüğünden çok daha derindi. Izzy onu görmemiş neşe içinde taşların üstünden atlamaya devam ediyordu. "İmdaat!!" diye haykırdı Daniel. Izzy onu duymuştu ve hızla geriye döndü. Arkasını döndüğünde Daniel'ın kafasının suya batmış olduğunu farketti ,sadece havada tutulmayı bekleyen eli gözüküyordu. Izzy öne doğru atladı ve Daniel'ın elini tuttu. Su o kadar güçlüydü ki Izzy'ye Daniel'ın elini bırakması için ısrar ediyordu. Ama Izzy gücünü topladı ve Daniel'ı çekti. Kafası sudan çıkınca derin bir nefes aldı Daniel. Su sakinleşmişti, çarşaf gibi dümdüz olmuştu. Izzy Daniel'ı kucağına aldı ve karşı kıyıya götürdü.Eğlence için yaptıkları şey bir ölüm oyununa dönüşmüştü. Daniel'ı yere yatırdı. Islaklıktan incecik kıyafetleri vücuduna yapışmıştı, her tarafı rahatlıkla gözüküyordu. Izzy onu baştan aşağı süzdü ve cekedini çıkarıp üstüne örttü. Ardından bir iki adım arkada bir ateş yaktı.
Birkaç saat geçtikten sonra Izzy, Daniel'ı kucağına aldı ve uçarak eve döndüler. Daniel daha yoldayken gözlerini açmıştı, Izzy'den ayrılıp kendi başına eve geldi.
Akşam olunca dolunayın ışığı bahçedeki çam ağaçlarını aydınlatmıştı. Ağaçlar rüzgarla beraber dans ediyor gibiydi. Beklenmedik birşey oldu, Izzy yine mor koltuğunda oturmuş dışarıyı seyrederken ağaçların arasından yaralı bir kızın çıktığını gördü, topallıyordu. Kız bir kaç adım attıktan sonra yere yığıldı.
Ardından evdeki herkes derinden gelen bir çığlık duydu....

By~ me -is back ~

wayy intie sen baya bi geliştin artık dahada beğenmeye başladım yazılarını
*-* devam çok heyecanlıııı
*-* devam çok heyecanlıııı

--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:




Episode 11 - Ellesmerâ
Duyduklan çığlık onları oraya çekmek için kurulan adi bir tuzaktı. Izzy yerde sırtüstü yatmış kitap okuyan Daniel'ı kolundan tutup sert bir şekilde yerden kaldırdı ve koşarak bahçeye çıktılar. Daniel kızı omuzlarından tuttu ve kafasını kaldırdı. Suratına düşen siyah saçlarını kaldırdıktan sonra bakakaldı. Saçların arkasında bir yılanınkini andıran sarı gözleri vardı.Kız pis pis sırıttıktan sonra "Merhaba" dedi. Lafını bitirir bitirmez etrafa bir rüzgar dalgası ile beraber kulakları sağır edecek kadar gürültülü bir siren sesi yayıldı. Rüzgarla beraber arkaya fırlayan Izzy ve Daniel evlerinin duvarına yapıştılar. Izzy ayağa kalktı ve ellerini duvara koyarak soluklandı.vYerdeki kız da ayağa kalktı ve birkaç adım attıktan sonra devasa boyuttaki kanatlarını açtı. Daniel şaşırmıştı "Kız bir succubus değil.. bir vampir de değil.. peki ne?" diye düşündü. Kızın hangi ırktan olduğu belli değildi. Sadece bir karganınkine benzeyen siyah büyük kanatları vardı. Kız soluklanmakta olan Izzy'nin arkasında belirdi ve kulağına eğilerek "Demek kardeşi mi öldürdün he ?" dedi. Daniel şaşkınlık içinde kıza bakıyordu. Izzy "Ellesmerâ " dedi dişlerini sıkarak. Ellesmerâ'nın sıcak nefesi ensesine her değdiğinde tüyleri diken diken oluyordu. Ellesmerâ'ya vurmak için arkasını döndüğünde Ellesmera çoktan yokolmuştu. Etrafa bakınırken Ellesmerâ bahçenin ortasında siyah tüylerin içinden çıktı.
Izzy bahçenin ortasında duran Ellesmerâ'ya baktı. Ellesmera suratına bakıp sırıttı ve kanatlarını açıp kapamaya başladı. Bir süre sonra çimenler yanmaya başladı. Etraftaki ağır duman kokusundun başları dönmeye başlamıştı. Izzy, Daniel'dan önce yere diz çöküp gözlerini kapamıştı. Daniel ise direniyordu.
" Da..dayanabilirim... nasıl bir koku bu? Midem bulanıyor... gözlerim... kapamamalıyım.."
diye düşündü dumanların içindeyken. Bir süre sonra istememesine rağmen gözlerini kapadı.
Gözlerini açtığında kendini başka bir yerde buldu. Yanında yatan Izzy'ye baktı.. o hala uyanmamıştı.
"Benim boyutuma hoşgeldiniz" dedi Ellesmerâ.Bulundukları yer sadece ateşten oluşmuş bir tüneldi. Daniel hiç olmadığı kadar sinirliydi. Gözlerinin tamamı simsiyah oldu ve parmaklarının ucundan çıkan kanlar birleşerek bir orak oluşturdu. Miranda'ya da aynısı olmuştu.Artık gözlerinin beyazı dahi gözükmüyordu.Yerden kalktı biraz durakladı, ardından Koşarak Ellesmerâ'ya saldırdı.Ellesmera nın kafası kopmuştu.Yere düşen kafa ve yıkılan vücudu siyah tüylere dönüşüp yokoldu.
Daniel "Klon mu?" diye söylendi. Yere diz çöküp tüylerden birini eline aldı ve incelemeye başladı. Ellesmera'nın gerçek bedeni ateşlerin içinden çıktı. Daniel'a arkadan yaklaşıp onun kollarını kopardı. Daniel bağırarak yere yattı ve beklemeye başladı. Beklediği şey gerçekleşmişti, vücudundaki kan kollarını yeniden oluşturdu. Ayağa kalktı ve "Sandığın gibi değilmiş dimi ?" dedi sırıtarak.
Ellesmerâ dehşet içinde Daniel a bakıyordu.
" Mmm .. çok acımasızım hıh.." dedi Ellesmerâ .Sağ gözünde garip bir işaret belirdi.
Alevler yavaş yavaş sönmeye başladı .Bir süre sonra sadece karanlık kaldı..
Daniel hiçbir şey duymuyordu ya da görmüyordu. Kendi etrafında döndü ;
"Neler oluyor? Ne düşündüğümü duymuyorum... düşünüyor muyum? Ayak seslerim.. duyamıyorum."
Elini kafasının hizasına getirdi ve görmeye çalıştı. "Ellerim.. nerdeler ?" diye sordu kendi kendine. Ama sorusunu kendi bile duyamamıştı. Sonra birden karanlıkta düştüğünü farketti. Etrafta ılık bir rüzgar esiyordu. Ne garip bir histi bu... ?
Sert bir şekilde yere çakıldı. Ağzı kanıyordu. Ağzındaki kan tadı daha da vahşileşmesini sağladı. Dişleri kocaman olmuştu. Bir çıkış yolu bulmak için ayağa kalktı ve kafasını yukarı kaldırdı.Etrafa bakınırken karanlığın içinde bir aydınlık gördü Uçarak aydıktan geçerek dışarı çıktı ve kendi boyutuna geldi. Izzy, Ellesmerâ'nın boyutunda kalmıştı.
Ellesmerâ'nın şimdiki planı Izzy'yi ele geçirmekti. Yerde yatan Izzy'yi saçlarından tuttu ve havaya kaldırdı. Ardından karnına yumruk atarak acı içinde uyanmasına sebep oldu. Mavi gözlerini sonuna kadar açtı. Ellesmerâ elini Izzy'nin kafasına soktu. O sırada Izzy onun gözlerine bakıyordu. Ellesmerâ'nın sağ gözünde garip bir işaret belirdi. Ellesmerâ'nın gözü babası tarafından lanetlenmişti. Muhtemelen tüm gücü de bu gözden kaynaklanıyordu. Birkaç garip cümle söyledikten sonra elini Izzy'nin kafasından çıkardı.Izzy'nin suratı ifadesiz bir hale gelmişti. Gözleri boş boş bakıyordu. Ellesmerâ'nın istediği olmuştu. Izzy'nin gözünden bir damla düştü ve "Üzgünüm... Daniel" dedi. Ardından bilincini kaybetti ve kendini Ellesmerâ'nın kolları bıraktı....
Duyduklan çığlık onları oraya çekmek için kurulan adi bir tuzaktı. Izzy yerde sırtüstü yatmış kitap okuyan Daniel'ı kolundan tutup sert bir şekilde yerden kaldırdı ve koşarak bahçeye çıktılar. Daniel kızı omuzlarından tuttu ve kafasını kaldırdı. Suratına düşen siyah saçlarını kaldırdıktan sonra bakakaldı. Saçların arkasında bir yılanınkini andıran sarı gözleri vardı.Kız pis pis sırıttıktan sonra "Merhaba" dedi. Lafını bitirir bitirmez etrafa bir rüzgar dalgası ile beraber kulakları sağır edecek kadar gürültülü bir siren sesi yayıldı. Rüzgarla beraber arkaya fırlayan Izzy ve Daniel evlerinin duvarına yapıştılar. Izzy ayağa kalktı ve ellerini duvara koyarak soluklandı.vYerdeki kız da ayağa kalktı ve birkaç adım attıktan sonra devasa boyuttaki kanatlarını açtı. Daniel şaşırmıştı "Kız bir succubus değil.. bir vampir de değil.. peki ne?" diye düşündü. Kızın hangi ırktan olduğu belli değildi. Sadece bir karganınkine benzeyen siyah büyük kanatları vardı. Kız soluklanmakta olan Izzy'nin arkasında belirdi ve kulağına eğilerek "Demek kardeşi mi öldürdün he ?" dedi. Daniel şaşkınlık içinde kıza bakıyordu. Izzy "Ellesmerâ " dedi dişlerini sıkarak. Ellesmerâ'nın sıcak nefesi ensesine her değdiğinde tüyleri diken diken oluyordu. Ellesmerâ'ya vurmak için arkasını döndüğünde Ellesmera çoktan yokolmuştu. Etrafa bakınırken Ellesmerâ bahçenin ortasında siyah tüylerin içinden çıktı.
Izzy bahçenin ortasında duran Ellesmerâ'ya baktı. Ellesmera suratına bakıp sırıttı ve kanatlarını açıp kapamaya başladı. Bir süre sonra çimenler yanmaya başladı. Etraftaki ağır duman kokusundun başları dönmeye başlamıştı. Izzy, Daniel'dan önce yere diz çöküp gözlerini kapamıştı. Daniel ise direniyordu.
" Da..dayanabilirim... nasıl bir koku bu? Midem bulanıyor... gözlerim... kapamamalıyım.."
diye düşündü dumanların içindeyken. Bir süre sonra istememesine rağmen gözlerini kapadı.
Gözlerini açtığında kendini başka bir yerde buldu. Yanında yatan Izzy'ye baktı.. o hala uyanmamıştı.
"Benim boyutuma hoşgeldiniz" dedi Ellesmerâ.Bulundukları yer sadece ateşten oluşmuş bir tüneldi. Daniel hiç olmadığı kadar sinirliydi. Gözlerinin tamamı simsiyah oldu ve parmaklarının ucundan çıkan kanlar birleşerek bir orak oluşturdu. Miranda'ya da aynısı olmuştu.Artık gözlerinin beyazı dahi gözükmüyordu.Yerden kalktı biraz durakladı, ardından Koşarak Ellesmerâ'ya saldırdı.Ellesmera nın kafası kopmuştu.Yere düşen kafa ve yıkılan vücudu siyah tüylere dönüşüp yokoldu.
Daniel "Klon mu?" diye söylendi. Yere diz çöküp tüylerden birini eline aldı ve incelemeye başladı. Ellesmera'nın gerçek bedeni ateşlerin içinden çıktı. Daniel'a arkadan yaklaşıp onun kollarını kopardı. Daniel bağırarak yere yattı ve beklemeye başladı. Beklediği şey gerçekleşmişti, vücudundaki kan kollarını yeniden oluşturdu. Ayağa kalktı ve "Sandığın gibi değilmiş dimi ?" dedi sırıtarak.
Ellesmerâ dehşet içinde Daniel a bakıyordu.
" Mmm .. çok acımasızım hıh.." dedi Ellesmerâ .Sağ gözünde garip bir işaret belirdi.
Alevler yavaş yavaş sönmeye başladı .Bir süre sonra sadece karanlık kaldı..
Daniel hiçbir şey duymuyordu ya da görmüyordu. Kendi etrafında döndü ;
"Neler oluyor? Ne düşündüğümü duymuyorum... düşünüyor muyum? Ayak seslerim.. duyamıyorum."
Elini kafasının hizasına getirdi ve görmeye çalıştı. "Ellerim.. nerdeler ?" diye sordu kendi kendine. Ama sorusunu kendi bile duyamamıştı. Sonra birden karanlıkta düştüğünü farketti. Etrafta ılık bir rüzgar esiyordu. Ne garip bir histi bu... ?
Sert bir şekilde yere çakıldı. Ağzı kanıyordu. Ağzındaki kan tadı daha da vahşileşmesini sağladı. Dişleri kocaman olmuştu. Bir çıkış yolu bulmak için ayağa kalktı ve kafasını yukarı kaldırdı.Etrafa bakınırken karanlığın içinde bir aydınlık gördü Uçarak aydıktan geçerek dışarı çıktı ve kendi boyutuna geldi. Izzy, Ellesmerâ'nın boyutunda kalmıştı.
Ellesmerâ'nın şimdiki planı Izzy'yi ele geçirmekti. Yerde yatan Izzy'yi saçlarından tuttu ve havaya kaldırdı. Ardından karnına yumruk atarak acı içinde uyanmasına sebep oldu. Mavi gözlerini sonuna kadar açtı. Ellesmerâ elini Izzy'nin kafasına soktu. O sırada Izzy onun gözlerine bakıyordu. Ellesmerâ'nın sağ gözünde garip bir işaret belirdi. Ellesmerâ'nın gözü babası tarafından lanetlenmişti. Muhtemelen tüm gücü de bu gözden kaynaklanıyordu. Birkaç garip cümle söyledikten sonra elini Izzy'nin kafasından çıkardı.Izzy'nin suratı ifadesiz bir hale gelmişti. Gözleri boş boş bakıyordu. Ellesmerâ'nın istediği olmuştu. Izzy'nin gözünden bir damla düştü ve "Üzgünüm... Daniel" dedi. Ardından bilincini kaybetti ve kendini Ellesmerâ'nın kolları bıraktı....

By~ me -is back ~


intican
son cümleye bittim ya o.O çok heyecanlıııııııııııııııııııııııııı
devam devam devam devam devam

devam devam devam devam devam


--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:

5. sayfa (Toplam 10 sayfa) [ 99 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |